MEHMET KAMIŞ

Teşekkürler Nazilli!..

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Merhaba değerli Nazillililer;

Kamuoyunun haber kaynağı olan ve aynı zamanda ulusal basının da ana omurgasını oluşturan ‘Yerel Basın’ olmazsa olmazdır; hem kamuoyu için hem toplumların sağlıklı işleyişi için!..

Geçmiş zamanı şöyle bir hafızanızda yokladığınızda, neler hatırlıyorsunuz?..

Mesela;

“Yazıyor yazıyor, Ankara’ya deniz gelecek!” diyen gazete satıcısı çocuk!..

“30 kupona her ay bir cilt!” reklamı ile gazetelerin hem beynimize hem kütüphanemize yerleşen devasa ansiklopedileri!..

Telefon yaygınlaşmaya başladığında yeni bir sektör ve bu sektörün ilk ürünü olan “Altın Rehber!”

“Domates, Biber, Patlıcan” şarkısının hayatımıza girmesine vesile olan mobil manavlar!..

Otobüste, trende, vapurda ve meydanlarda satış yapan “Çığırtkanlar! (Tarak, kalem, jilet vb. ürünler satarlardı (bugünkü pazarlama dünyasının temelini atmışlardır, küçümsemeyin!)… Ana ürünün yanında başkaca ürünler verirdi de verirdi ve her üründen sonra da etrafını kuşatan kalabalığa, hem sorar hem de cevaplardı; “bitti mi, bitmedi!”)

Örnek çok, say say bitmez ama biz işin gazete kısmına bakalım…

80’lerin sonları, 90’ların başlarında o gazeteler neler vermedi ki?.. Hey gidi günler hey…

Demem odur ki ‘gazete’ candır; bugün ne kadar dijitalleşmişse de 70-80 kuşağı iyi bilir gazeteyi! Hatta geçtiğimiz yıl ziyaret ettiğim anaokulu müdürünün, kendisine uzattığım gazeteyi koklayıp, “yıllar oldu; gazete almayalı, bir gazete okumayalı…” söylemini unutmak ne mümkün!..

* * *

2000 yılı Temmuz ayında girdiğim basın sektöründe, ulusal basına yön veren gazetelerin editörleri, sayfa sekreterleri ve grafikerleri ile hatırı sayılır teşrik-i mesâim olmuştur. Muhabirlik, fotoğrafçılık, editörlük, yayın yönetmenliği-danışmanlığı, grafik-tasarım, ajans, matbaa, web tasarım derken tamı tamına 25 yıl…

Bu mesleğin olmazsa olmazı klavyede tıkır tıkır (10 parmak) yazan dizgici, 5N1K bilen haberci, işi biraz daha ilerletip photoshop öğrenen grafiker oluyor!!! Rütbelerin böylesine hızlıca alındığı (!) bu sektörde işte o “ben oldum!” diyenlerin işe karışmasına ayrı bir sevgim, ilgim vardır!.. Bilen de bilmeyen de yorum yapar ya en sevdiğim de o işte!.. Ama şunu da ekleyeyim; hiçbir zaman ‘ben her şeyi biliyorum’, ‘ben yaptımsa tamamdır’ kafasını yaşamadım; ast olur üst olur, paylaşırım, fikir sorarım (siz de öyle yapın) nacizane!  

Kimi ‘o öyle yazılmaz’ der, kimi ‘dolanma direkt gel’ der, kimi ‘kompozisyon yazmadın mı giriş-gelişme-sonuç’ der, ‘kimi 5N1K’ der, der de der… Yani bu sektörde de memnuniyetsizlik, beğenmemezlik had safhadadır. Her basın kurumunun olaya bakışı, sunuşu farklıdır. Mesleğin dijital tarafında bir tıklanma kaygısı var ki –ulusal basın bunu çok yapar- sırf haber okunsun diye “Sonunda bu da oldu!”, “O ilçemizde de bulundu!” diyerek sundukları şey aslında sadece ve yalnızca şeymiş!..

Bizim haber portalımızda başlık ve spot birbirini tamamlar ve olayı genel anlamıyla anlatır, haber metni ise 5N1K kuralı ile örülür ve ayrıntılara ulaşırsınız ama gelin görün ki buna da “sen haberi başlık ve spotta anlatmışsın, bu böyle yazılmaz ki” diyen muhteremler çıktı, çıkıyor ve çıkmaya da devam edecek! Kimsenin memnun edilemediği işlerden birisini yapıyoruz yani anlayacağınız…

Yakın zamanda “HABERSİZ KALABİLİRSİNİZ!” dedi; Nazilli Gazeteciler Cemiyeti (NGC)… Bizler de ayakta kalmaya çalışan meslektaşlarımızın -özellikle basılı yayın çıkaranların- verdiği mücadelenin ‘çarpı 4’ katı varolma mücadelesi veriyoruz. Çünkü basılı yayınların tüm kalemleri –kağıt, kalıp, mürekkep- ithaldir ve dolayısıyla da dövizdeki dalgalanmalardan her daim etkilenmektedir. Ve fiyatların sürekli değişkenlik gösterdiği bir sektörde her ay 2 bin adet gazeteyi ofset olarak bastırıp, bire bir dağıtmak suretiyle her ay Nazilli’yi ve Nazillilileri selamlıyoruz… 

NGC üyeleri olarak bu eylemimizin akabinde ilk olarak Ufuk Girgin (Parador Emlak & Gayrimenkul), Şahabettin Konma (Alfa Eğitim Kurumları), öğretmenlerimiz (Arena Kafe & Kütüphane), Egemen Uza (Ege Hayat Gayrimenkul) ve Mustafa Acartürk (Acartürk Emlak) uzun soluklu desteklerini açıkladılar. Ardından; Tadım Dondurma, Taç Organizasyon, Saloon Taç, Bursaspor Futbol Okulu, Galatasaray Futbol Okulu, Arslan Grup, İnci Pastanesi ve daha niceleri… Ayrıca bazı siyasi partilerin ilçe başkanları, belediye meclis üyeleri, esnaf odaları ve sendikaların temsilcileri de dünden bugüne ilan vererek, gazete satın alarak destek oldular, olmaya da devam ediyorlar. Destekleri için her birine en kalbi duygularımla teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum. Bu teşekkür ve temennilerimiz sadece son sayımız için değil; ilk günden bugüne destek olan, her daim bizlerle gönül birliği kuran tüm dostlarımız, esnaflarımız ve gönlü güzel hemşehrilerimiz için… Ayrıca ilk desteği sunan Çavuşoğlu Ticaret sahibi Osman Direcik, ilk abonemiz olan Atilla Akseki ve “ne zaman sayfanda eksiğin olursa bizim reklamımızı girebilirsin” diyen güleryüzlü, beyefendi kişiliğiyle Saran Branda işletmecisi Ahmet Teyyareci’ye de teşekkürlerimi sunuyorum.

* * *

“Her şeyden çift çift yarattık; olur ki düşünüp ibret ve öğüt alırsınız.” (Zariyat, 49) ayetinde belirtildiği üzere, ‘her şey zıddıyla kaimdir’ söylemi ve ‘madalyonun öteki yüzü’ ifadesi benzerlik göstermektedir; artı-eksi, küçük-büyük, var-yok, iyi-kötü, güzel-çirkin vs. vs… Yani yukarıda bahsettiğim pozitif yaklaşımların yanında negatif yaklaşımlar da var.

Yani destek olanlar da var, olacak‘mış’ gibi görünenler de! Şöyle ki… Önce “tabii kardeşim neden olmasın, biz de destek olalım!” diyenle görüşmeye gittiğimizde “ya aslında bizim reklama ihtiyacımız yok, yani gerek yok!” demesinin sebebi hikmetini bir türlü çözemedik! O kısacık süreçte ne yaşandığını, ne düşünüldüğünü, nasıl bir hesap yapıldığını inanın bilmiyoruz. Kafa bulmak mıdır, dalga geçmek midir, bir şeylerin intikamı mıdır, güç gösterisi midir nedir varın adını siz koyun!..

“Leeyyn! Yoksa telefonlarımız mı dinleniyor? Hımmm, yoksa sadece masum bir güç gösterisi mi?”

Söylenecek tek şey; ‘canınız sağolsun, sizleri de seviyoruz’… Çünkü hitap ettiğimiz ilçenin hatta ilin her bir bireyinin çok kıymetli olduğunun, olumlu ya da olumsuz, doğru ya da yanlış bir fikrinin, bir temsilinin olduğunun bilincindeyiz ve dolayısıyla da ayırım yapamayız, öyle bir lüksümüz yok!.. Tüm esnaflarımızın, dostlarımızın emeğini rabbim zayii etmesin; hayırlı işler, hayırlı kazançlar nasip etsin.

“Bilinmezlik bilinseydi adı bilinmezlik olur muydu?!” :) (Seçimden çıkan mağlup bazı yorgun siyasilerin aforizmaları yer yer bizde de kendini gösteriyor; idare edin artık!..)

‘10 OCAK ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ’ dolayısıyla her biri birbirinden kıymetli meslektaşlarımın bu özel gününü en içten dileklerimle kutluyor, hürmetlerimi sunuyorum.

Kalın sağlıcakla; selamlar, saygılar…

Teşekkürler Nazilli!..

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin