Dünya Psikiyatri Dergisi’nde yayınlanan bir inceleme yazısında internet kullanımının beynimiz üzerindeki etkileri ile ilgili bir dizi beyin görüntüleme çalışmasından elde edilen bulgulara yer verildi. Bu görüntüleme çalışmalarında, madde bağımlılarıyla sosyal medya bağımlılarının beyninde benzer bölgelerin hasar gördüğü tespit edildi ve bu bölgelerdeki hasar, duygusal işlemlendirme, dikkat toplama ve karar verebilmeyi kontrol eden bölgelerde görüldü.
Vazgeçilmez bir iletişim aracı durumunda olan akıllı telefonlar ve teknolojik erişim rahatlığı, pandemi sürecinin ardından hayatımızın başköşesine iyice yerleşti.
Vazgeçilmez bir iletişim aracı durumunda olan akıllı telefonlar ve teknolojik erişim rahatlığı, Pandemi sürecinin ardından hayatımızın başköşesine iyice yerleşti.
Haberler ve günlük gelişmeler takip ediliyor, gönül ilişkileri düzenleniyor, cinsellik orada yaşanıyor. Sadece mesajın iletimi değil, iletişimin tanımı olan; kişiler arasında duygu, düşünce, bilgi ve haberlerin, kusursuz şekilde karşı tarafa ve kitlelere aktarılabilmesi kısmını da sağladığı için bu mecralarda yaşar olduk. Tabi bu durum “Phubbing” yani ekran bağımlılığı diye bir kavram doğurdu.
Dünya, günde 6 saat 37 dk internete bağlı kalırken; Türkiye 7 saat 24 dakika, Dünyanın sosyal medyada zaman geçirme ortalaması 2 saat 31 dk. iken, Türkiye ortalaması 2 saat 57 dakika ile dünya ortalamasının üzerinde. Her gün daha fazla konuşulan bir konu olan sosyal medya bağımlılığı, milyonlarca sosyal medya kullanıcısını ilgilendiren bir konu olsa da; kimisi durumun ciddiyetinin farkında değil, kimisi de ne çeşit bir bağımlı olduğunun farkında değil.
UYANINCA İLK NE YAPARSIN?
18 ülkeden 18-30 yaş arası çalışanları kapsayan kişiler üzerinde yapılan araştırmaya göre her 10 katılımcının 9′u sabah yatağından kalkmadan önce başucunda bulunan akıllı telefonlarından etkileşimlerini kontrol ediyor ve güne öyle başlıyor. Ya siz?
SINIRSIZ VE SORUMSUZ HAYAT NE GÜZEL DEĞİL Mİ?
Özellikle çocuklarda görülen sosyal medya ve internet bağımlılığının altında, çocuğun günlük hayatta maruz kaldığı baskının, internet ortamında ortadan kalkmasında yatıyor. İnternette, sosyal medyada, kimse çocuğa ‘yap ya da yapma, elleme, yürüme, konuş ya da konuşma’ demiyor. Dolayısıyla bu alanı istediği şekilde ve özgürce kullanan çocuk, günlük hayatta maruz kaldığı baskıdan bu alanda kurtulduğu için bu alanı tercih ediyor. Bu ise beraberinde daha büyük sorunlar getiriyor. Burada iki soru sormak lazım…
- Çocuğunuza bunu yapıp yapmadığınız
- Sadece çocuklar mı?
YERİNDEN KALKMAK ZOR GELİYOR MU?
Teknolojik alışkanlıklar insanda ister istemez bir tembelliğe yol açar. Her işi oturduğunuz yerden, karşılaştırmalı olarak, çoğu zaman birkaç tıkla çözebilirsiniz. Az enerji ile çok iş yapıp, enerjinizi başka etkinliklerde kullanmak büyük bir nimet. Fakat bunun atalete dönüşmesi riski önemli bir tehdit. Size de yerinizden kalkmak zor geliyor mu?
SOSYAL MEDYA BAĞIMLILIĞI İLE MADDE BAĞIMLILIĞI AYNI
Geçtiğimiz yıl Dünya Psikiyatri Dergisinde; Oxford, Harvard, Western Sydney Üniversitesi, Kings College ve Manchester Üniversitesi’nden bilim insanlarının hazırladıkları bir inceleme yazısı yayınlandı. Yazıda, internet kullanımının beynimiz üzerindeki etkileri ile ilgili bir dizi beyin görüntüleme çalışmasından elde edilen bulgulara yer verildi.
Normal şartlarda fizyolojik bir bağımlılık olan madde bağımlılığıyla, duyusal bağımlılık olarak ele alınan sosyal medya bağımlılığı ayrı ayrı ele alınsa da, bu görüntüleme çalışmalarında, madde bağımlılarıyla sosyal medya bağımlılarının beyninde benzer bölgelerin hasar gördüğü tespit edildi. Ve bu bölgelerdeki hasar, duygusal işlemlendirme, dikkat toplama ve karar verebilmeyi kontrol eden bölgelerde görüldü.
Yani, sosyal medya ve internet iletişiminde az çabayla, çabuk karşılık alınıyor olması; bu nörolojik heyecanın daha çok duyulmak istenmesine neden oluyordu. Bu da sosyal medya bağımlılığını tetikleyen bir unsur olduğu da inceleme yazısında yer alan başlıklardan biri.
Bu bulgular internetin, beyine doğrudan faydası ya da zararı olup olmadığını ifade edecek kadar ayrıntılı ve ‘kesin’ bilgiler vermese de, internet üzerinde geçirdiğimiz vaktin bilişsel işlevimizi direkt olarak değiştirdiğini artık çok iyi biliyoruz.
SEN NE TÜR BİR BAĞIMLISIN?
Uyarı Bağımlısı: Her tweet, paylaşım veya yorumda telefonuna bakamadan yapamama ve yaptığı işi bırakıp bunlarla ilgilenmeden yapamayan kişiler, sosyal medyada olan biteni anı anına takip etme dürtüsü ile odaklanılması gereken konudan uzaklaşıyor.
Kontrol Bağımlısı: İşte çalışırken, yolculuk ederken, yürürken, otururken, kısacası nerede ve ne zaman olursa olsun sosyal medyada paylaşımlarının etkileşimini kontrol etmeden duramayanlar. Aile içinde ya da arkadaş ortamında dahi karşısındakinin yüzüne bakıp sohbet etmek yerine, kafaları önlerinde, sosyal medya ile haşır neşir olma durumu.
Yaşamaktansa Göstermeyi Tercih Eden Bağımlı: Hayatın ve o anın tadını çıkartmak yerine paylaşmayı tercih ederek, yaşam kalitesini düşürenlerin bulunduğu bir durum. Bu bağımlılık türüne yakalananlar, yediklerinin, gezdiklerinin, gördüklerinin, sevinçlerinin, hüzünlerinin duygularını yaşamaktansa, diğer insanlara göstermeyi tercih ederler.
Check-In Bağımlısı: Önünden geçtiği yerlerde bile check-in yaparak onlarca yerin mayor’ı olan kişiler, gösterdikleri bu disiplin ve azmi başka alanlarda kullansalar kuşkusuz hayatta çok daha iyi yerlere gelebilirler.