Ekonomik Kriz ve Gençlerin Alım Gücü
Günümüzde çalışarak, okuyarak iyi bir iş bulmanın, zengin olmanın hatta en temel ihtiyaçlardan olan ev ve araba sahibi olmanın giderek zorlaştığı bir dönemden geçmekteyiz. Artan enflasyon ve yaşanan ekonomik kriz, alım gücünü ciddi şekilde düşürerek gençlerin kendi ayakları üzerinde durmasını her zamankinden daha zor hale getiriyor. Birçok genç, sadece temel ihtiyaçlarını karşılamak için bile aile desteğine muhtaç durumda. Bu bağımsızlık eksikliği, hem psikolojik hem de ekonomik olarak gençler üzerinde büyük bir baskı yaratıyor.
Kolay Para Kazanma Arayışı
Bu algı, gençler arasında derin bir umutsuzluğa yol açarken, aynı zamanda alternatif para kazanma yöntemlerine olan ilgiyi de artırıyor. Ancak bu arayış, çoğu zaman etik ve hukuki sınırları zorlayan yollara sapmayı da beraberinde getiriyor. Dolandırıcılık, yasa dışı bahis, sanal kumar ve hatta organize suç gruplarına katılım gibi riskli alanlar, bir çözüm yolu gibi görülmeye başlanıyor. Çevrenize bir bakın; benzer hikayeler aslında çok yakınınızda yaşanıyor. Bunun yanı sıra kısıtlı ve kulaktan dolma bilgiyle kripto para gibi riskli varlıklara yönelim had safhada. Sosyal medyada hızlı şöhret ve fenomen olmak uğruna yapılanlar… Günlük hayatta normalleşen “hızlı para kazanma” hikayeleri, gençlerin iş kurma ve düzenli bir işte çalışma isteğini zayıflatıyor.
Gençlerin Sesine Kulak Vermek
Öte yandan, gençlerin karşı karşıya kaldıkları bu zorluklara rağmen, onların düşüncelerinin ve çözüm önerilerinin çoğu zaman göz ardı edildiği de bir gerçek. Gençlerin beklentileri ve talepleri dikkate alınmadığında, topluma olan güvenleri sarsılıyor ve geleceğe dair umutları azalıyor. Kendi gelecekleri hakkında söz sahibi olamadıklarını düşünen gençler, sistem içinde kendilerine bir çıkış yolu bulamadıklarında, kuralları esnetme veya tamamen dışına çıkma eğilimi gösteriyorlar.
Peki Ne Yapmalı?
Bu gidişata dur diyebilmek için, hem ekonomik hem de toplumsal bazda yapılması gereken önemli değişiklikler var. Mevcut eğitim sistemi, gençleri piyasanın ihtiyacı olan yetkinliklerle donatmakta yetersiz. Daha uygulamalı, teknoloji odaklı ve girişimciliği teşvik eden bir eğitim modeli geliştirilmeli. Aynı zamanda meslek edinmeye yönelik eğitimler özendirilmeli. Uzaktan çalışma, serbest çalışma (freelance) ve dijital girişimciliğin önü açılmalı, gençlere bu alanlarda destek verilmelidir. Küçük sermayeyle girişim başlatmak isteyen gençlere yönelik hibe ve kredi destekleri artırılmalı. Sosyal medyada “hızlı para kazanma” düşüncelerini besleyen içerikler yerine, uzun vadeli başarının önemini vurgulayan içerikler öne çıkarılmalı. Ayrıca, gençlerin toplumsal ve ekonomik süreçlerde daha fazla söz sahibi olması sağlanarak, onların beklenti ve taleplerine yönelik politikalar geliştirilmelidir.
Yerelde Belediyeler Öncü Olabilir!
Onlar duyulmak, görünmek, kendilerini ifade etmek ve dinlenmek istiyor. Belediyeler bu konuda öncü olabilir. Gençlerin, mevcut problemlerle ilgili çözüm önerileri sunabileceği bir platform oluşturulabilir. Bu platform, gençlerin sadece sosyal sorunlara değil, aynı zamanda ekonomik sorunlara da katkı sunmalarını sağlayacak bir fikir alışverişi ortamı yaratır. Bu tür girişimler, gençleri çözüm süreçlerinin bir parçası yaparak, onların toplumla bağlarını güçlendirebilir.
Gençlerin geleceğe olan inancını yeniden kazanmaları için, sadece bireysel çabalar yeterli değil; aynı zamanda toplumsal ve kurumsal bir dönüşüm de şart. Aksi halde, bugün kendilerini ekonomik çıkmazda hisseden gençlerin, yarının suç ortamlarını besleyen bir nesle dönüşmesi kaçınılmaz olabilir.
