ERHAN ALGAN

ÇÜRÜME…

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Öyle bir dönem yaşıyoruz ki, toplumun büyük bir kesimi içten içe çürümüş, değer yargıları yerlerde,

Utanma duygusu kalmamış,

Vicdanlar kurumuş,

Liyakatın yerine torpil ve kayırmacılık,

Dürüstlüğün yerine günü kurtarma ve çıkar ilişkileri…

Yargı adalet dağıtacağına, gücü eline geçirenin elindeki sopa gibi kullanılmaya başlamış…

Akıl bilim yolunda çağdaş bir nesil yetiştirmesi gereken eğitim sistemi çökmüş,

Sahte diplomalar, yetersiz eğitim ile mezun olan işsizler ordusu…

Unutmayalım; Özgürlük, Demokrasi, Eğitim, Kültür, Sanat olmadan hayatımızın güzelleşmesi mümkün değildir…

Onurumuz, hedefimiz ve cesaretimiz olmalıdır. Bunlar yoksa zaten ölü bir insandan farkımız da yoktur…

Kişiliğimizin ve şerefimizin satın alınacak bir fiyatı olmamalıdır…

Ve haklıysak davamızda, dimdik durup bir karış bile geri atmadan, eğilip bükülüp aman dilemeden mücadele etmeliyiz…

Kişiliği paradan, makamdan alanlar; makamı bıraktıkları gün, kişiliksiz kalacaklarını unutmamalıdırlar…

Amerikan üsleri kapatılsın, 6. filoya ve emperyalizme hayır dedik anarşist dediler…

Cumhuriyeti savunduk, tam bağımsızlık dedik ellerimize kelepçeler takıldı…

Yalancı şahitlerle, iftiralarla zindanlara atıldık… Adaletten eser yoktu.

Hasta olan, bir gün bile yatmaması gereken bilim adamlarını, gazetecileri, arkadaşlarımızı ölüme terk ettiler…

Utanmadılar, kemik yaşını büyütüp gencecik çocukları asarken…

Üzüldük mü?

Evet, elbette üzüldük…

Pes ettik mi?

Hayır…

Çünkü bizler;

– Nazım Hikmet’ten memleket sevdasını,

– Deniz Gezmiş’ten inancın uğruna yağlı urganı boynumuza geçirip altımızdaki tabureyi tekmelemeyi,

– Uğur Mumcu’dan doğruluk ve cesareti,

– Mustafa Kemal’den; uygarlaşma, bağımsızlık, vatan sevgisi ve korkusuzluğu öğrendik…

Karanlığa inat aydınlığı, bağnazlığa ve gericiliğe inat, akıl ve bilimi, savaşa inat barışı, kavgaya inat kardeşliği, otokrasiye inat, özgürlük, demokrasi ve Cumhuriyetimizi savunmaya, korumaya devam edeceğiz…

Başaracağız…

İşçi, köylü, emekli, öğrenci, kadını erkeğiyle hep beraber başaracağız…

Unutmayalım;

“Cesur bir kez, korkak bin kez ölür…”

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?..

Sabahattin Ali, uzun yıllar çeşitli baskılar altında yaşadıktan sonra, öldürülmeden önce durumunu şöyle güzel özetlemiş…

“Namuslu olmak ne zor şeymiş meğer. Bir gün Almanlar’ın pabucunu yalayan, ertesi gün İngilizler’e takla atan, daha ertesi gün de Amerika’ya kavuk sallayan soysuzlar gibi olmak istemedik…

Kanunlu, kanunsuz baskılar altında ezile ezile pestile döndük.

Bugünün itibarlı kişileri gibi, kese doldurmadık, makam peşinde koşmadık.

İç ve dış bankalara para yatırmadık.

Han, apartman sahibi olmak, sağdan soldan vurmak ve milleti kasıp kavurmak emellerine kapılmadık.

Milletin derdine derman olacak yolları araştırmak istedik.

Bu ne affedilmez suçmuş meğer!”

ÇÜRÜME…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin