Dünya; kötülük yapanlar değil, seyirci kalıp hiçbir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli bir yerdir. (Albert Einstein)
Maalesef hergün daha karamsar günler yaşıyoruz…
Hergün bir tutuklama haberi…
Ve halkın en önemli sorunu olan derin yoksulluk…
Ekonomik kriz…
Kendi kendini doyuran ender ülkelelerden biriyken, buğdayı samanı bile dışarıdan ithal eder hale gelen bir ülke olmuşuz…
Çünkü üretim düşmüş…
Yanlış tarım politikaları ile ithalat artmıştır…
Artık hergün ne olacak bugün diye evden çıkıyoruz…
Güzel ülkemde ata tohumu, mitingler, festivaller, yürüyüşler, düşüncesini söylemek, Mustafa Kemal’in askerleriyiz demek, ATATÜRK milliyetçisi olmak, “Ne mutlu türküm demek” yasak …
Ama İsrail tohumu, kadın-çocuk tacizleri, cinayetleri, 13 milyon mülteci doldurmak, bebek katili APO’dan medet ummak, teröristle pazarlık etmek serbest…
Sınırları şehit kanları ile çizilen bu ülkenin “GAZİ MECLİSİNDE” maalesef olamaz denilen de oldu… O koltuklarda oturup utanmadan bir müptezel şöyle dedi: “KEMALİZM bir zehirdir… Ve bu toprakların kurtuluşu ancak Kemalizmin ortadan kaldırılması ile olacaktır.”
İşte aynen bu şekilde ATATÜRK’ün kurduğu mecliste söyledi bu cümleleri bu hadsiz…
Hiçbir şey de yapılmadı bu akıl yoksunu ahde vefasıza…
Çözümü bulmuş…
Bu cahil…
Bu okumayan cahiller yakın tarihi de okumazlar. 1900’lerde dünyada demokrasinin D’si yokken birçok diktatör ülkelerini dikta rejimi ile idare ederken, ATATÜRK halkına ‘efendiler’ diye hitab etmiştir…
Ama bu zihniyettekiler; Atamızı, felsefesini, devrimlerini istemezler… Çünkü anlamamışlardır…
Bunlar; KADIN ERKEK EŞİTLİĞİNİ, İNSANCA YAŞAM HAKKINI istemezler…
ÇAĞDAŞ BİR ÜLKE istemezler…
Ve bu zihniyetin esas problemi inanç dünyalarında sorgulama değil, körü körüne herşeyi kabul eden, biat eden ve özgür bir yurttaş olmaktansa şeyhine kul köle olan OTOKRATİK bir anlayışı tercih etmeleridir…
Özgürlükleri sadece kendileri için isterler…
Başka düşüncelere tahammülleri bile yoktur…
Korkuturlar…
Kuvvetler ayrılığını ortadan kaldırırlar…
Sivil toplum kuruluşlarını, sendikaları sindirirler…
Kendi hukuklarını, kolluk kuvvetlerini yaratırlar…
Tarihten ve olanlardan derste çıkarmazlar…
Bugün adı fetödür, yarın başka birşey…
Dini, milliyetçiliği o kadar güzel kullanırlar ki hem insanları bu yolla idare ederler, hem de beyinlerini yıkar ve kışkırtırlar…
Irk ve dini kullanarak, öfke dolu saldırgan bir dil ile insanları yandaş bir basınla kutuplaştırır… Ayrıştırırlar…
Aksi birşey söyleyeni sustururlar, bizden dediklerini ihya eder, karşıda gördüklerini ellerinden geleni ardına bırakmazlar…
Demokrasiyi istedikleri gibi amaçlarına ulaşıncaya kadar kullanırlar. İşlerine gelmediğinde demokratik bir parlamentoyu etkisiz hale getirirler.
Oysa inanç, insanların kendi iç dünyasında kalması gereken, insanları ayrıştıran değil… Esas amacı; hiç bir yoksulun kalmamasını, insanların birlik ve dayanışma ile barış içinde yaşamalarını sağlamak olmalıdır…
Demokrasi ve özgürlükler kısıtlandığında…
Adalet ve eğitim kalitesi düşmüş, suç oranı artmış…
Toplumsal huzur bozulmuş olacaktır…
Dolayısıyla adalete olan güven de azalacaktır…
Buna bağlı iç ve dış yatırım azalacak, işsizlik sorunu artacaktır…
Tüm yetkilerin ve gücün tek bir kişide toplandığı ve etrafındakilerin sorgusuz sualsiz biat ettiği bir sistemde demokrasiden asla bahsedilemez…
Ve en tehlikeli şey de zamanla yükselen güç sarhoşluğudur…
Yakın tarihimize bir baktığımızda;
HİTLER (Almanya) demokrasi ile geldi… İnançları ve hataları, 50 milyon insanın ölümüne neden oldu…
Ayrıca; MUSSOLİNİ (İtalya), MARCOS (Filipinler), ÇAVUSEVSKU (Romanya), FRANCO (İspanya), SALAZAR (Portekiz), BATİSTA (Küba), MARİA ANTONİETTE (Fransa kraliçesi) gibi birçok örnek verilebilir…
Siyaset ve güç sanki hiç bitmeyecek gibi gelir insanlara…
Fakat birgün biter…
Kimler geldi kimler geçti…
Mezarlıklar kendini vazgeçilmez gören insanlarla dolu…
Bugün alkışlayanlar, yarın sizi tanımazlar bile…
Rant ve çıkar ilişkisi içindekiler bugün konuşmazlar…
Konuşamazlar…
Çünkü korku vardır …
İnsanlar bilirler ama susarlar…
Yarın iktidar el değiştirdiğinde de hiçbir şey olmamış gibi davranır bu insanlar…
Desmond Tutu şöyle demişti: “Adaletsizlik durumlarında tarafsız kalırsanız, zalimin tarafını seçmiş olursunuz.”
UMUYORUM HERŞEY EN KISA ZAMANDA YERLİ YERİNE OTURUR…
YASAMA, YÜRÜTME, YARGI, GÜÇLER AYRILIĞI İLE GÜZEL ÜLKEM NORMAL AYARLARINA DÖNER…
23 NİSAN 2025 ÇOK ÖNEMLİ BİR TARİH…
YENİDEN CUMHURİYET, YENİDEN MUTLU HUZURLU BİR GELECEK İÇİN BAŞLANGIÇ OLACAK…
VE GÜZEL ÜLKEM NORMAL AYARLARINA DÖNER…