Lodos, Poyraz, Atlas, Uzay, Mars, Eva Neva, Batıncan, Paris, Almila, Andaç ve daha pek çok saçma sapan garip isimler. Son yıllarda şahit olduğumuz garip durumlardan biri de bu. Peki ileriki yaşlarda bu isimler o kişiye yakışacak mı? Eva Neva nineciğim mi diyecekler?
Anne-babanın çocuğuna karşı en önemli görevlerinden birisi de ona güzel bir isim vermektir. Hz. Peygamber (s.a.s.), bir hadisinde insanların kıyamet günü isimleri ile çağrılacağını belirterek “Çocuklarınıza güzel isim koyunuz.” buyurmuştur.
Ebû’d-Derdâ -radıyallâhu anh-’den rivâyet edildiğine göre Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuştur:
“Siz kıyâmet günü isimlerinizle ve babalarınızın isimleriyle çağrılacaksınız. Öyleyse yavrularınıza güzel isimler koyun.”
Onun için kardeşlerim elimizden geldiği kadar, çocuklarımıza; dînî ve millî değerlerimize muvafık, güzel ve mânâlı isimler vermeliyiz. Meselâ Allah Teâlâ’nın büyük bir lütfu olan yavrularımıza Abdullah ve Abdurrahman gibi isimler verebiliriz.
Zira Sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır:
“Allah Teâlâ’nın en çok sevdiği isimleriniz, Abdullah ve Abdurrahman’dır.”
Bu sebepten Sevgili Peygamberimiz; Medine’ye hicretten sonra ilk doğan çocuğun ismini Abdullah koymuştur. Etrafındakilere hep bu şekilde isimleri tavsiye etmiştir. Yine; İsa, Musa, Yûsuf, Nuh, İbrahim ve İdris gibi peygamberlerin isimlerini, kulaklarına ezan okuyarak, çocuklarımıza koyabiliriz. Peygamber Efendimiz, çocuklara peygamberlerin ve sâlih insanların isimlerinin verilmesini tavsiye buyurmuştur.
Biricik yavrularımıza Hâtemü’l-Enbiyâ, Seyyidü’l-Kevneyn ve Habîbullah olan Hazret-i Muhammed -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in; yer ve gökte medh u senâ edilen mânâsındaki Muhammed, Mahmûd veya Ahmed isimlerini; seçilmiş, saf ve temiz mânâlarına gelen Mustafâ ismini koyabiliriz. Mehmed ve Emîn isimleri de Sevgili Peygamberimiz’in güzel isim ve vasıflarından olan güzel isimlerdendir.
Çocuklara, ehl-i beytten; Hatice, Âişe (Ayşe), Zeynep, Sevde gibi Fahr-i Kâinât Efendimiz’in mübârek ve mutahhar eşlerinin isimlerini koymak veya kızı Fâtıma (Fatma), torunları Hasan ve Hüseyin’in isimlerini koymak, İslâm’ın ilk günlerinden itibaren müslümanların rağbet gösterdikleri bir husustur. İsim, hakikaten mühimdir. Bu bakımdan çocuklarımıza meselâ dînî ve millî değerlerimizi yansıtan Ebûbekir, Ömer, Osman, Ali gibi Hulefâ-i Râşidîn’in isimlerini; Mus‘ab, Muâz, Sad, Said gibi sahâbe isimlerini; Fatih, Selâhaddîn, Alparslan, Alperen gibi İslâm kahramanlarının isimlerini koyabiliriz.
Çocuklarımıza eğer güzel ve mânâlı ise anne ve babamızın, büyüklerimizin isimlerini vermek de güzel bir davranıştır. Nitekim Sevgili Peygamberimiz, bir hadîs-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur.
“Bu gece bir oğlum doğdu; ona atam İbrahim’in ismini verdim.”
Evet isim, müslümanın imtihan dünyasında mühim yeri olan bir husustur. Onun için yavrularımıza; aynı zamanda müslüman oldukları şuurunu onlara her dâim hatırlatacak ve diri tutacak, dînî ve millî değerlerimize muvâfık güzel ve mânâlı isimler vermeliyiz. Unutulmamalıdır ki güzel isim koymak; yeme, içme, giyinme, barınma ve eğitim hakları gibi evlâdımızın bizler üzerindeki en önemli haklarından biridir.
Ne mutlu evlâdına güzel isim verebilenlere!
Rabbimiz, bizlere lütuf olarak bahşettiği çocuklarımıza güzel isimler vermeyi nasip ve müyesser eylesin!
Rabbimiz, cümlemizi isimlerimizle müsemmâ olabilen kullarından eylesin!
Rabbimiz, hayatın her alanında rızâsı doğrultusunda hareket etmeyi cümlemize nasip ve müyesser eylesin!