Hazreti İsa aleyhisselam babasız olarak dünyaya gelmiştir. Hz. Meryem validemiz onu Allah’ın inayeti ve izniyle mucizevi olarak dünyaya getirmiştir. Otuz yaşlarında iken kendisine nebilik verildi. Hem Nebi hem resul idi. Yani kendisine kitap verilmiş bir peygamberdi. Ulul azm yani büyük peygamberlerden biriydi. Hz İsa aleyhisselam peygamberlik görevini layıkıyla yerine getirdi.
Ancak azgın ve sapık Yahudiler kendisini dinlemeyip öldürmek istedi. Roma valisine pek çok şikayetle çarmıha gerilmesini talep ettiler. Bunun üzerine Romalılar, kendisini yakalamak üzere bulunduğu yere gitti. Allah-u Teala bunu kendisine vahyetti ve Onun yerine askerler Yahuda İskaryotu yakaladılar. Yahuda onu para karşılığı ele veren hain kişiydi. Onu Hz. İsa zannedip Valiye götürdüler. Sonra götürüp Çarmıha gerdiler. Çarmıhta “Ey Rab beni niye bıraktın?” diye bağırdı. Halbuki bir peygamber asla böyle bir şey söylemez. Asılan O değildi çünkü.
Allah Teala 33 yaşında iken peygamberini onların elinden kurtardı. Yeryüzünden O’nu kendi nezdine ve büyük meleklerinin katına aldı.
Hz. İsa aleyhisselam, bedenen ve ruhen hayattadır. Hatta o kata yükselmeden evvel son defa Havarilerine görünmüş ve onlara görevlerini vermiştir. Havariler bu mucizevi olaydan sonra kendilerine güven duyup yeryüzünün dört bir yanında İsa aleyhisselamın dini esaslarını yaymıştır.
Ancak sonradan iman ettiği bilinen Pavlus ismindeki kişi, Hristiyanlık dinini kurmuştur ve İsa aleyhisselamın getirdiği esasları değiştirme yoluna gitmiştir. Paganizm ile Hristiyanlığı uzlaştırdı. Örneğin; erkeklerin sünnet edilmesinin şart olmadığını söyleyerek Rumları kazanmaya çalıştı. Domuz etinin yenilebileceğini söyledi, şarabı serbest bıraktı. Böylece günümüz Hristiyanlık dinini oluşturdu.
Hz. İsa aleyhisselam kıyamete yakın bir zamanda şüphesiz tekrar gelecektir. Şu anda yaşamaktadır. Mesih olarak inecek ve Mehdi ile buluşacaktır. İslam dinini tebliğ edecek, domuzu yasak edecek, haçları ve putları kıracak, içkiyi haram kılacak. Hristiyanlık dinine son verecek ve İslam’ı hakim kılacaktır. Tıpkı Hz. Harun’un, kardeşi Hz. Musa’ya yardım etmesi gibi O da Hz. Muhammed (sav)’in dinine yardımcı olacak, İslam için savaşacaktır. Aynı durum Hz. İdris için de geçerlidir. O da hayattadır. Allah Teala hazretlerinin emirlerini tatbik ederler. Salât ve selâm üzerlerine olsun.
Maide Suresi 117. Ayette Allah, “Ey Meryem oğlu İsa! Sen mi insanlara beni ve annemi Allah’tan başka iki tanrı olarak benimseyin dedin?” demişti de, “Haşa, hak olmayan sözü söylemek bana yaraşmaz; eğer söylemişsem, şüphesiz Sen onu bilirsin; Sen, benim içimde olanı bilirsin; ben Senin içinde olanı bilmem; doğrusu görülmeyeni bilen ancak Sensin” demişti. “Ben onlara sadece ‘Rabbim ve Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin’ diye bana emrettiğini söyledim. Aralarında bulunduğum müddetce onlar hakkında şahiddim, beni aralarından aldığında onları Sen gözlüyordun. Sen her şeye şahidsin.” buyuruluyor.
Onlara haça tapın, şarap için, domuz eti yiyin diyen Hz. İsa değildir. Bunlar sonradan uydurulmuş ve pagan kültürüne uydurulmaya çalışılmış bir takım bidat ve sapık görüşlerdir.
Allah-u Teala bu ayette açıkça Hz. İsa’ya bunları söyleyip söylemediğini sorduğunda, Hz. İsa kesinlikle bu tür ifadeleri kendisinin söylemediğini arz etti. Aslında Allah biliyor tabii ki peygamberinin böyle şeyler söylemediğini. Burada bizlere mesaj veriliyor. Hz. İsa hak peygamber olarak Allah’ın dinini tebliğ etti. Son olarak kıyametten önce gelecek ve küfür cephesine karşı Hz. Muhammed (sav) ümmetinin başına geçecektir. O gün gelince kaçacak yer arayacaklar. Gargat ağaçları dahi kurtaramayacak onları. Yunan ordusu gibi denize dökülecekler.