Uzun yıllar Nazilli Devlet Hastanesi’nde Operatör Doktor olarak devlet memurluğu yaptıktan sonra emekli olan Sayın Ertuğrul Tetik, partisince son anda verilen bir kararla aday yapılıp belediye başkanı seçildi.
Parti önce başka bir aday belirlemişti ama bu aday son anda geri çekilip, Ertuğrul Bey aday yapıldı ve seçimi kazanarak belediye başkanlığı koltuğuna oturdu. Ertuğrul bey, aday yapılana kadar siyaset sahnesinde adından bahsedilmeyen biriydi. Bu durum hem avantajdı hem dezavantajdı.
Avantajdı; çünkü, her siyasetçinin bir bagajı olur. Ertuğrul beyin böyle bir bagajı yoktu.
Dezavantajdı; çünkü, siyaset arenasında tanınmıyordu, siyasetçi arkadaşlarının derinliklerini bilmiyor, tanımıyordu. Herkesi ya deneyerek tanıyacak ya da kendisine servis edildiği şekilde bilecekti. Bu da hem zaman kaybına sebep olacak hem de birçok iş kazalarına sebep olabilecekti.
Siyasi makamlar, büyük hayaller ister. Bu yetmez, bir mücadele ister. Bu da yetmez, benzer (STK başkanlığı, idarecilik, amirlik, yöneticilik vb.) tecrübeler ister. Sayın başkanın aday yapılmazdan bir yıl önce böyle bir hayali var mıydı bilmiyoruz. Ancak, örgütsel bir mücadelesinin, yöneticilik ve girişimcilik tecrübesinin olmadığı biliniyor.
Siyasette başarı, büyük bir azim ister. Hırs ve azim. Sayın başkan kendine “bir dönem başkanlık yapma” sınırı koyarak hırsının olmadığını da ifade etmiş oldu.
* * *
Biz Nazilli’de yaşayan vatandaşlar olarak belediyeden hizmet bekleriz. Belediye başkanlarının başarılı olmasını temenni ederiz. Başarılı olsunlar ki, hizmet üretilsin.
Sayın başkan tüm olumsuz şartlara rağmen, güçlü bir siyasi akımın içinde yer almış olmakla, ortak aklı kullanarak başarılı olmanın yollarını bulabilir. İsteğimiz, beklentimiz budur.
İçinde bulunduğu partinin derinliği hem başarı fırsatı verir hem de bazı sıkıntılara da sebep olabilir. En iyi liderler, kötü kadrolarla kötü sonuçlar elde eder; en kötü liderler iyi kadrolarla iyi sonuçlar elde ederler. Çünkü, liderlik önemlidir ama en az o kadar da kadrolar önemlidir.
* * *
Sayın başkan için en büyük tehlike, parti içindeki oportünist kişilerin etkisine girmektir.
Ertuğrul beyin şahsı için hiç kimse kötü şeyler söylemiyor. Yani “Çalar, çırpar, yer, yedirir” gibi şeyler hiç söylenmiyor.
Ancak, Nazilli’nin geçmişinde de bir “doktor başkan” hikayesi var; kıymetli doktor Rahmetli Yavuz Kaynar. Onun şahsı için de kimse kötü bir şey söylemedi. Fakat onun döneminde, bir kısım oportünist partililer, onun haberi bile olmadan yanlış işler yaparak, belediye başkanının başarılı olmasını engellediler.
Sayın Esat Ergüler, onun bu başarısızlığının üzerine başkan seçildi. Esat beyde, rahmetli Kaynar’da olmayan bir şey vardı: disiplin ve otorite… Esat beyin başarısı, belediyede ipleri kendi eline almasındaydı. Onun hakkındaki en büyük eleştiri, “partisini dikkate almıyor, tüm kararları kendisi belediyede alıyor” şeklindeydi. Esat bey, partisiz bir başkan gibiydi.
Deyim yerindeyse, parti onu güdemedi, o partiyi güttü bir anlamda.
Bu iki hikâyeden (Yavuz bey ve Esat bey) sayın Tetik’in çıkaracağı çok dersler olmalı.
* * *
Ertuğrul bey seçildiğinden bu yana göz doldurucu bir hizmet üretemedi. Öte yandan herhangi bir skandala da sebep olmadı. Yani, stabil bir durum gördük. Ancak, son aylardaki bazı kararları endişe veriyor. En son olarak, kasap hali olarak bilinen belediye düğün salonunun bulunduğu adanın yıkım kararı, çok vahim bir yönelişe işaret. Sayın başkan bu kararını mutlaka gözden geçirmelidir.
* * *
Bilmeyenler için kısaca bahsedelim… Bu alan Nazilli’nin tam merkezinde, rantı çok yüksek bir alan. Belediyenin mülkü tabi ama ticari olarak çok kıymetli bir yer. Burada belediyenin çok sayıda kirada dükkanı var. Bu dükkanları, yarım asrı geçmiş süredir esnaflar işletiyor. Şimdi bunlar çıkartılıp, bina yıkılacak, yerine yeni bir yapı oluşturulacak.
Gerekçe; binanın depreme dayanıksız olması.
Bu binalar zemin artı bir şeklinde. Zeminde esnaflar, üst katında da belediye düğün salonu var. Evet, bu binalar yenilenebilir. Belki beş katlı bir komplekse de dönüştürülebilir.
Ancak buradaki, tüm geçimini bu dükkanlara bağlamış yüze yakın esnafın hayatı ne olacak? Bunun da düşünülmesi gerekmez mi? Onlara bir güvence verilmesi çok mu zor? Yıkılan bu binalardan sonra oluşturulacak belediye çarşısında bu esnaf sayısının iki üç katı dükkan ortaya çıkacak. Denilebilir ki, “şimdiki dükkanlarınızın karşılığında size aynı şartlarda dükkan verilecek.”
Tabii bu dükkanların da makul bir zamanda verilmesi gerekir. Bu esnaf inşaatın süreceği beş-altı sene içinde taş mı yiyecek? Mesela geçici olarak 23 Nisan Parkı’na prefabrik bir çarşı kurulabilir. Bu esnaflar oraya geçici olarak aktarılır, inşaat bitince de tekrar geri getirilebilir.
Hatta, bu inşaat için belediyenin para sıkıntısı da olacak. Bir konsorsiyum kurulup, buradaki esnaflara ortak yatırım teklifi yapılabilir. Burada %50 arsa paylı bir ortaklık önerilebilir, ya da 15 yıl süreli yap-işlet-devret modeli uygulanabilir.
Buradaki esnaflar böyle bir ortaklıkta pay alabilirler. Sonuçta belediyenin de mali yükü hafifletilmiş olur.
* * *
Sayın başkanın böyle bir planlama yapmadan “90 gün içinde boşaltın” demesi gerçekten çok vahim. Bu dükkanların üstünde belediyenin işlettiği düğün salonu var. Önce belediye olarak sizin burayı boşaltmanız gerekir. Sonra esnafın boşaltması talep edilir.
Birkaç ay öncesinde, katlı otopark zeminindeki esnafı da belediyenin çıkartma girişimleri hatırlanınca insanların aklına başka şeyler geliyor: “Acaba, bazı yandaşlara dükkân peşkeşi mi yapılacak” gibi…
* * *
Söz konusu iki alanda yüzlerce dükkân var. Buradaki esnaflar çıkartılıp yerlerine yandaş kişiler konulursa Nazilli’de infial çıkar. O zaman bu sorun buradaki esnafların sorunu olmaktan çıkar, Nazilli’nin sorunu haline gelir. Bunun altından belediye kalkamaz.
Sayın başkanın kimsenin gazına gelmeden, rantçıların, fanatiklerin, yandaşların tuzağına düşmeden daha makul bir yol izlemesi, hem kendisinin hem de Nazilli’mizin hayrına olacaktır diye düşünüyorum.

