2025’in sonlarına gelirken yeni yıl maaş zamları yeniden gündeme taşındı. Her yıl tekrarlanan bu seremoni, büyük bir aldatmaca ve yanıltmadan ibaret! Çalışanlara ya da emeklilere maaş zammı mı yapılıyor, yoksa enflasyon telafisi mi yapılıyor?
Devlet, gelirlerine paranın değer kaybı paralelinde güncellemeler yapıyor, çalışanlarına ise aynı oranda güncelleme yapmıyor. Esasen maaş zammı söz konusu değil, yapılan şey; paranın değer kaybının telafisi. Gerçekten telafi ediliyor mu? Elbette ki hayır!
Her geçen yıl ücretliler enflasyon karşısında eziliyor, gelirleri azalıyor, birikimleri eritiliyor.
Enflasyon, en haksız vergidir.
Enflasyon, devletlerin halklarından aldıkları gizli bir haksız vergidir.
Enflasyon, zenginden alınamayan, sadece fakirden alınan; devlet düşmanlarından alınamayan, sadece vatanseverlerden alınan hukuki ama haksız bir vergidir.
Enflasyon, küresel sömürü düzeninin insanları, halkları, devletler aracılığıyla haraca bağlamasıdır.
* * *
Ne demiştik? Zam mı, telafi mi?
Maaş zammı yok, enflasyon telafisi var.
Ben yıllarca memurluk ve sendikacılık yapmış bir çalışan olarak, maaş zammı istemiyorum, “paramın değer kaybını telafi edin yeter” diyorum.
Devlet gelirlerine % 25-30-40 zam yapılıyor ama çalışanlara ve emeklilere % 15-20-25 zamdan bahsediliyor. Böyle bir ücret güncellemesini büyük bir haksızlık olarak görüyorum.
Bugün iktidara destek veren veya vermeyen herkeste, başta emekli maaşları olmak üzere gelir dağılımındaki adaletsizlikten çok büyük bir rahatsızlık var.
Evet, devlet ekonomik olarak büyük sıkıntılar yaşıyor. Vatandaş bunun farkında. Onun için vatandaş afaki zamlar istemiyor, beklemiyor. Ama gelir dağılımında haksızlık, adaletsizlik yapılmasını da istemiyor.
* * *
Taleplerimiz nedir?
Emekli maaşlarındaki denge mutlaka sağlanmalıdır. Burada üç kritere dikkat edilmelidir.
- Prim miktarı (değerlemeli),
- Prim gün sayısı,
- Emeklilik yaşı.
Bu şekilde belirlenecek bir emekli maaşına kimse itiraz etmez. Emeklilik bağlanma oranı da bu üç kritere göre değişkenlik arzetmelidir…
- 30 yıl prim yatırıp, 58 yaşında emekli olan bir çalışan için emeklilik bağlanma oranı % 100 olmalı,
- 20 yıl prim yatırıp, 58 yaşında emekli olanın emekli maaşı bağlanma oranı % 75 olmalı,
- 10 yıl prim yatırıp, 58 yaşında emekli olana emekli maaşı oranı % 50 olmalıdır.
58 yaş nereden çıktı derseniz, izah edeyim…
Bir vatandaş 18 yaşında çalışma hayatına başlayabiliyor. Ülkemizde ölüm yaş ortalaması 78 yıl. 78’den 18’i çıkardığınızda 60 yaş kalıyor. Bunun üçte ikisini çalışma dönemi, üçte birini de emeklilik dönemi olarak hesap ediyorum. Üçte biri 20 sene. 78’den çıkarınca 58 kalıyor.
Normal emeklilik yaşı 58 olmalıdır. Bundan önce emekli olana “erken emekli” denilmeli ve normal emekliden daha düşük maaş almalıdır.
Emeklilik primi için ise alt sınır 30 sene olmalıdır. 30 yıldan önce emekli olana “düşük emekli” denilmeli ve eksik maaş verilmelidir.
Bugün “en düşük emekli maaşı” diyerek telaffuz ettiğimiz maaşlar, normal emekli maaşları değildir. 10 yıl çalışma karşılığı emekli olan veya 40 yaşında emekli olan ile 30-40 yıl çalışıp, 60 yaşında emekli olan aynı kategoride değerlendirilmemelidir.
Hükümet, önce bu konuda düzenleme yapmalıdır. Normal emekli (30 yıl+58 yaş) maaşları asgari ücretin altında olmamalı, memurlar için de çalıştığı dönemde aldığı maaşın aynısı olmalıdır.

