‘Dünya Kadın Hakları’ ve ‘Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkı Tanınması’nın 90. yıl dönümünde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Nazilli İlçe Kadın Kolları Başkanı Nilgün Aktaş, yazılı bir açıklama yayımladı.
5 Aralık’ın, kadınlar için hayati öneme sahip olan en onurlu günlerden birisi olduğu belirtilen açıklamada Başkan Aktaş, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve kurtarıcısı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde 5 Aralık 1934 tarihinde kadınların seçme seçilme hakkını kazandıklarını ifade etti.
Birçok gelişmiş ülkeden önce kazanılan bu hakla 1935 yılında gerçekleşen seçimlerde kadınların büyük bir hevesle haklarına sahip çıkarak oylarını kullandığını hatırlatan Başkan Aktaş’ın açıklamasında şu ifadeler yer aldı…
“1934’TE KADIN TEMSİLİNDE DÜNYADA 2. SIRADA YER ALDIK”
İlk adımı 3 Nisan 1930 tarihinde, Belediye Kanunu’nun kabulüyle başladı. Ardından 1933 yılında köy ihtiyar heyetlerinde ve muhtarlıklarda, 1934 yılında da TBMM’de seçme seçilme hakkı ile meclisteki kadın milletvekili sayımız 18’e çıkarak 4,6 oldu. Bu oranla Parlamentoda kadın temsilinde dünyada ikinci sırada yer aldık ve cumhuriyet tarihinde kadın devrimi olarak bu gururu bizlere yaşatan büyük Atatürk’ü saygıyla ve minnetle anıyoruz.
Aradan geçen 90 yıla rağmen, kadınlar halen siyasette birçok eşitsizlikle karşı karşıya. Parlamentolar arası birlik‘in verilerine göre dünyada parlamentoda kadın temsilinde 186 ülke arasında en alt sıralara geriledik. Pakistan, Suudi Arabistan ve Somali eşit temsilde bizim önümüzdedir. Ekonomik Kalkınma Ve İşbirliği Örgütü’nün (OECD) Haziran 2023 raporuna göre; Türkiye’de kadınların siyasete katılımı ortalamasının da gerisinde kaldı. Seçmen nüfusunun yarısını kadınlar oluşturmasına rağmen, kadınların karar alma süreçlerinde yeterince yer almamaları ve siyasette eksik temsil edilmeleri bir demokrasi sorunudur.
“ANA HEDEFİMİZ TAM EŞİTLİK”
Kadın kimliğinin ulusal meclislerde ve yerel yönetimlerde temsili için kritik eşik yüzde 33’tür. Yüzde 33’ün altındaki bir oran, kadınların temsil edilmediği anlamına gelmektedir.
Kadınların siyasette eşit temsilini sağlayabilmek, siyasi partilerin aday listelerinde bir kadın bir erkek şeklinde “fermuar yöntemi” ile yapılmasında eşitlik mücadelemizin önemli bir parçasıdır. Bu konuda dev bir adım atılmış, CHP olarak siyasi partiler yasasında değişiklik öngören teklifimiz Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulmuştur. Bu konudaki kararlılığımız devam edecektir. Önümüzdeki seçimlerde kadın temsilini en az ikiye katlamakta kararlıyız. Ana hedefimiz tam eşitliktir.
“TÜRKİYE’Yİ KADIN-ERKEK BİR ARADA YENİDEN İNŞA EDECEĞİZ”
Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamanın yolu, kadını güçlendirecek eşitlikçi politikalardan geçiyor. “Ben kadın-erkek eşitliğine inanmıyorum” diyen bir zihniyet kadınların en temel hakkı olan yaşam hakkını savunan, İstanbul Sözleşmesi’ni fesh ederek kadınların savunmasız bırakılarak yaşama hakları gasp edilmiştir, bu hukuksuz kararı asla tanımadık ve tanımayacağız. İstanbul sözleşmesi haktır, yaşatır. Öldürülen kadınlara sadece sayı gözüyle bakanlar, kadın katillerinin cezasızlıkla öldürülmesine, çocuk istismarlarındaki “çocuğun rızası”ndan bahseden tecavüzcüleri aklama yasasına, kadınların yediğine içtiğine, kıyafetine, kaç çocuk doğuracağına, yaşam tercihlerine karışanlara, kadını kuluçka makinası gibi gören, kadınları geleneksel roller içine hapsedip eş-anne rolleri dışında birey olarak kabul etmeyen zihniyete karşı biz kadınlar mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz. Türkiye’yi kadın-erkek bir arada yeniden inşa edeceğiz.
Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması bir hak mücadelesidir. Eşit, adil, demokratik, laik bir Türkiye biz kadınların ellerinde yükselecektir.