ÖZAL ÖZTÜRK

Kediler ve ayrılık kaygısı

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Köpek ve kediler, insanlara karşı uyumlu davranışları, ev hayatına uyum sağlamaları ve insanlara dost olmaları gibi nedenlerle pet hayvanları olarak özellikle tercih edilmektedirler. Ancak bu hayvanların insanlar tarafından kötü muameleye maruz kalmaları, uygun olmayan çevre şartlarında barınmaları ve dövüş gibi yasa dışı amaçlar için yetiştirilmeleri durumunda, bu hayvanlarda anormal davranışlar/davranış bozuklukları fazlaca gözlenmektedir.
Özellikle pandemi döneminde sahiplenilen birçok pet hayvanının pandemi sonrası terk edildiği bilinmektedir.

Ayrılık kaygısı; insanlar dahil, kuşlar, köpekler, atlar, deniz memelileri ve primatlar gibi sosyal türler arasında oldukça yaygındır. Ayrılıkla ilgili sıkıntının ortaya çıkması, sosyalliğin tanımlayıcı bir kriteri olarak görülebilir. Sonuçta sosyal bağlar olmasaydı, ayrılık kaygısı da olmazdı. Kediler geleneksel olarak asosyal görülmüş ve bu nedenle ayrılık kaygısı geliştirmelerinin olası olmadığı düşünülmüştür. Ancak, kedilerin bu şekilde nitelendirilmesi oldukça yanlış bir inanıştır.

Günümüzde çok az insan kedileri sadece evcil hayvan olarak algılamaktadır ve birçok insan onları aile ve arkadaşlarla eşdeğer görmektedir. Evcil kediler, yalnızca kendi türleriyle değil, aynı zamanda insanlar gibi diğer türlerle de sosyal bağlar kurma ve sürdürme yeteneğine sahiptirler. Bu konuda yapılan son araştırmalarda, kedilerin sahipleriyle bağ kurabilen sosyal canlılar olarak kabul edilebileceği ve bu nedenle sahiplerinin yokluğundan dolayı davranış bozuklukları ve fizyolojik tepkiler gösterebilecekleri bildirilmektedir.

Kediler, pek çok aile tarafından sevilen ve sahiplenilen evcil hayvan olmasından dolayı gerek toplumumuzda gerekse dünya genelinde önemli bir popülasyonu temsil etmektedir. Kedilerde ayrılık kaygısı, sahiplerinden ayrı kaldıklarında ortaya çıkan stres ve kaygı durumu olarak tanımlanmaktadır. Bir diğer ifade ile ayrılık kaygısı, bir bağlanma figüründen ayrılmanın tetiklediği duygusal, davranışsal ve fizyolojik tepkilerdir. Bu durum, sahibin evden ayrılması veya uzun süreli ayrılıklar gibi durumlarda kedilerde görülebilir.

Kedilerin yaşadığı ayrılık kaygısı durumu; fazla miyavlamak, huzursuz hareketler sergilemek veya tuvalet alışkanlıklarında değişiklikler gibi davranış bozuklukları ile kendini gösterebilir. Ayrılık kaygısı, kedilerin duygusal refahını etkileyebilir ve uzun vadede sağlık sorunlarına yol açabilir. Kediler için problemli ancak doğal kabul edilen diğer davranışlar arasında tırmalama, yüksek yerlere tırmanma, gece aktivitelerinde değişim, ilgi arama, bitki çiğneme, evden kaçma girişimleri ve farklı sesler çıkarma (seslendirmeler) yer almaktadır.

Kediler için sahipleri tarafından sorunlu olarak algılanan davranışlar; genellikle terk edilme veya bazı zorunlu ayrılık sonrası hayvanın, evdeki insanlara ve diğer hayvanlara karşı saldırganlık, uygunsuz dışkılama ve eve yönelik zarar verici davranışlar gibi benzeri anormal tutumlar şeklinde tanımlanmaktadır. Bu sorunların temelinde ise korku, kaygı ve stres yatmaktadır. Ancak kedi sahiplerinin, kedilerindeki duygusal sıkıntının belirtilerini fark etmesi bazen zor olabilir. Korku ve kaygı kronik bir stres haline geldiğinde, kedilerde iştah bozukluğu gözlenebilirken, kötü bakım ve kendi tuvaletleri dışında başka yerlere dışkılama gibi anormal davranışlar sergilemeye başlayabilirler

Bu konuda yapılan bir çalışmada, kedi sahiplerinin kedilerinin refah durumunu fark edip etmedikleri ve bunu nasıl fark ettikleri incelenmiştir. Araştırmacılar, katılımcıların %71’inin stresi tanımlarken hem fiziksel hem de psikolojik bileşenleri doğru bir şekilde tahlil ettiğini, ancak kedi sahiplerinin yaklaşık %10’unun stres varlığının kedilerinin refahını etkilemeyeceğine inandığını belirlemişlerdir. Çalışma sonuçları ayrıca kedi sahiplerinin kedilerindeki stres belirtilerini gözden kaçırma eğiliminde olduklarını, stres algısının genellikle oyun, sosyal etkileşimler ve saldırganlık açısından normal kedi davranışı hakkındaki hatalı önyargılara bağlı olduğunu, bu nedenle de kedilerde neyin stres oluşturduğuna ilişkin çarpık algıların varlığının, sahiplerinin bu zararlı durumları düzeltmek için müdahale etmesini engelleyebileceği görüşünü ortaya koymaktadır

Kedilerde davranış bozukluklarının değerlendirilmesi ve tedavisine yönelik hayvan refahı çalışmaları eskiye nazaran hız kazanmıştır. Bunun nedeni olarak da köpeklerle karşılaştırıldığında kedilerdeki korku ve kaygı kavramlarının daha sınırlı olduğu düşüncesi görülebilir. Ayrıca kedi sahiplerinin gözünde kedilerin köpeklere nazaran daha az bakım gerektiren, daha bağımsız ve insan etkileşimine daha az ihtiyaç duyan bir evcil hayvan olması, kedilerdeki korku ve kaygı gibi faktörlerin göz ardı edilmesinde etkili olmuş olabilir.

Kediler, günümüzde olduğu gibi bir evcil hayvan olarak daha fazla sahiplenildikçe, insan-kedi ilişkisi ve bunun kedilerin davranışlarını ve refahını nasıl etkilediği ile ilgili bilgi ihtiyacının da giderek artacağı düşünülmektedir.

Kediler ve ayrılık kaygısı

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin